İnsan günlük gerçekliği dört boyutta deneyimler, bunlar; üç fiziksel boyut ve zamandır. Albert Einstein'ın görelilik kuramına göre zaman aslında diğer üçüne benzer ölçülebilir özelliklere sahip dördüncü fiziksel boyuttur. Fizikte devam eden bir araştırma alanı, hem görelilik kuramını hem de gerçekliği çok küçük ölçeklerde yöneten kuantum kuramını açıklamaya çalışıyor. Bu alandaki birkaç öneri, çok boyutlu bir uzayın varlığını öne sürer. Yani insanın algılayamadığı ek fiziksel boyutlar olabilir.
Çok boyutlu uzayı çevreleyen bilim o kadar şaşırtıcı ki, onu inceleyen fizikçiler bile tam olarak anlamıyor. Fiziksel bir nesnenin yüksekliğine, genişliğine ve uzunluğuna karşılık gelen gözlemlenebilir üç boyuttan başlamak faydalı olabilir. Einstein 20. yüzyılın başında genel görelilik teorisi üzerine yaptığı çalışmada zamanın da fiziksel bir boyut olduğunu gösterdi. Bu, yalnızca aşırı koşullar altında gözlemlenebilir; örneğin, bir gezegensel cismin muazzam yerçekimi, çevresindeki zamanı yavaşlatabilir. Bu teori tarafından yaratılan yeni evren modeli, uzay-zaman olarak bilinir.
Einstein'ın çağından bu yana, bilim insanları evrenin birçok gizemini ortaya çıkardılar, ancak çoğunu değil. Büyük bir çalışma alanı olan kuantum mekaniği, maddenin en küçük parçacıklarını ve nasıl etkileştiklerini öğrenmeye adanmıştır. Bu parçacıklar, gözlemlenebilir gerçeklik maddesinden çok farklı davranırlar. Fizikçi John Wheeler'ın, "Kuantum mekaniği ile kafanız tamamen karışmadıkça, onu anlamıyorsunuz" dediği bildirildi.
Albert Einstein ve Çoklu Evrenler
20. ve 21. yüzyılın büyük bir bölümünde fizikçiler Einstein'ın keşiflerini kuantum fiziğinin keşifleriyle uzlaştırmaya çalıştılar. Böyle bir teorinin, yerçekimi gibi tam olarak anlaşılamayan kuvvetler de dahil olmak üzere evren hakkında hala bilinmeyen birçok şeyi açıklayacağına inanılıyor. Bu teorinin önde gelen rakiplerinden biri, çeşitli şekillerde süper sicim teorisi, süpersimetri veya M-teorisi olarak bilinir. Bu teori kuantum mekaniğinin birçok yönünü açıklasa da, ancak gerçekliğin 10, 11 ve hatta 26 boyutu varsa doğru olabilir. Bu nedenle, birçok fizikçi çok boyutlu bir uzayın olası (teori) olduğunu düşünüyor.
Ayrıca, çok boyutlu uzayın ek boyutları, insanın gözlemleme yeteneğinin ötesinde var olacaktır. Bazı bilim insanları, gözlemlenebilir üç boyuta o kadar katlanmış veya kıvrılmış olduklarını, sıradan yöntemlerle görülemeyeceklerini öne sürüyorlar. Bilim insanları, etkilerinin, temel parçacıkların çarpıştıklarında nasıl davrandıklarını gözlemleyerek belgelenebileceğini umuyorlar. Avrupa'daki CERN gibi dünyanın parçacık hızlandırıcı laboratuvarlarında bu kanıtı aramak için birçok deney yapılıyor. Diğer teoriler, göreliliği ve kuantum mekaniğini çok boyutlu uzayın varlığını gerektirmeden uzlaştırdığını iddia ediyor.
Yorum Gönder