Dünya dışı yaşam, Dünya dışında veya Dünya atmosferinin dışında olan veya meydana gelen şeyler olarak tanımlanırken, yaşamı tanımlamak çok daha zordur. Dünya dışı yaşamı tanımlamanın en basit yolu, yaşamın tek hücreli organizmalardan Dünya'ya özgü olmayan çok hücreli karmaşık organizmalara (bitkiler veya hayvanlar gibi) kadar yaşayan her şey olduğunu söylemek olacaktır.
Dünya dışı yaşam, kişinin hayal gücüne ve teorilerine bağlı olarak, yarı insansı özelliklere ve sonunda insanlarla temas kuracak kadar zekaya sahip dünya dışı varlıkların görüntülerini çağrıştırabilir. Alternatif olarak, bazı insanlar diğer gezegenlerdeki yaşam formlarını öncelikle mikrobiyal olarak görebilir ve Dünya'nın tek gezegen olduğunu öne sürebilir.
Dünya Dışı Yaşam ve Teoriler
Bilim insanlarının henüz dünya dışı yaşama dair gerçek bir kanıt bulamamasına rağmen, 1970'lerde Viking 1 ve 2 keşifleri sırasında Mars'ta küçük mikroplar bulup kazara öldürdüğümüze dair bazı teoriler var. 2000'li yılların sonlarında Mars atmosferinde metan gazının varlığına dair kanıtlar da bazı ilkel yaşam formlarına işaret ediyor olabilir ancak, bu gaz jeokimyasal reaksiyonlarla da üretilebilir. Bilim camiasında, diğer gezegenlerde en azından basit yaşam formlarının var olduğu fikrine kesinlikle çok fazla destek var, ancak zeki yaşamın karmaşık biçimlerinin var olduğu fikrine daha az destek var.
Dünya dışı yaşama inanmanın birçok emsali vardır. Birkaç eski Yunan astronomu, diğer gezegenlerde yaşayanların olması gerektiğini öne sürdü. Tanrı'nın diğer dünyalarda yaşamı yarattığı ifadesi Yahudi Talmud'unda, Kuran'da ve birçok Hindu metninde bulunabilir. Astronomi daha da geliştikçe, var olan çok sayıda gezegeni ve birçok yıldızı teleskoplarla görme yeteneği, Dünya'nın galaksideki tek yaşam gezegeni olarak benzersiz olamayacağını savunarak, yaşamın diğer gezegenlerde var olması olasılığını daha da artırdı. Bu, dini ve bilimsel bakış açılarından tartışıldı, ancak bazı dini bakış açılarından Dünya'nın yaşamın var olduğu tek gezegen olduğu da tartışıldı.
Dünya dışı yaşam belirtileri arayan iddialı bir proje, radyo dalgası iletimi yoluyla sinyal göndermeyi içeren ve radyo dalgası sinyallerini Dünya'nın ötesindeki yaşamın potansiyel kanıtı olarak analiz etmeye devam eden SETI veya Search for Extraterrestrial Intelligence programıdır. Program, başka bir yerde yaşam olduğuna dair kesin kanıt bulamadı, fakat diğer gezegenlerde akıllı yaşam olduğuna inanan birçok kişi için bu, yaşam formlarının farklı sinyal verme modları kullandığının yalnızca kanıtı olabilir. Ayrıca, sözde aktif SETI (mesajların gönderilmesi) hakkında da endişeler var.
Carl Sagan, "Evrenin insan hırsıyla mükemmel bir uyum içinde olması gerekmez" demiştir. İnsanlar, son derece gelişmiş bilimsel fikirlerle bile olayları insan olma merceğinden ve deneyiminden görme eğilimindedir ve insanlar diğer gezegenlerin sakinlerinin şeyleri nasıl gördüklerini, teknoloji geliştirdiklerini veya iletişim kurduklarını hayal edemeyebilir. İnsan, insan olmakla sınırlı kalır ve akıllı yaşamı nasıl bulacağını, nasıl arayacağını ve aramanın iyi bir fikir olup olmadığını hayal etmek imkansız olabilir. En basit tek hücreli organizma bile insanlar için potansiyel bir tehdit oluşturmaktadır. Dünya üzerindeki insanların, bitkilerin ve bakterilerin evrimi ile aynı yapı içinde gelişmediği ve böyle bir organizmanın yaşamı sürdürmek için Dünya varlıklarıyla potansiyel olarak nasıl etkileşime gireceğini bilmek zor olduğu için; hayat, hayatta kalmaya gelince agresif olma eğilimindedir.
Bununla birlikte, evrendeki ve hatta bu galaksideki birçok gezegen, büyük cazibe olmaya devam ediyor. Onlar, insanların ve Dünya'daki diğer yaşam formlarının evrende gerçekten yalnız olup olmadıklarını araştırmak için açık bir davettir. Hepsi boş kaya ve çorak hiçlik mi, yoksa bu gezegenler yaşamla dolup taşıyor ve Dünya gibi biyoçeşitliliği ve evrimsel çeşitliliği mi temsil ediyor?
Yorum Gönder